Farklı teknikler kullanılarak
yapılan performans değerlendirme uygulamalarının etkin olarak icra edilmesi ve
performansın bütün yönlerinin ayrıntılı biçimde, dürüst, adil ve tutarlı olarak
ölçülmesi günümüzün modern örgütleri abakımından mutlak bir zorunluluk olarak
görülmektedir. Kelime anlamı olarak etkinlik iş yapma gücü olarak bilinmekle beraber, performans değerlendirme sisteminin etkinliği ile ilgili olarak
farklı tanımlamalar yapılmıştır. Steers ve
Lee’ye göre etkinlik, yapılan gözlem ve değerlemelerin hassasiyeti ve
gelecekteki performansın arttırabilme kapasitesi anlamına gelirken, Cardy ve
Dobbins etkin bir performans değerleme sistemini, sistemin ne kadar iyi
yürütüldüğü ile ilişkilendirmektedir. Longenecker ve Nykodym ise,
değerlendirme sürecine dâhil olan tarafların ihtiyaçlarını karşılayan
değerlendirme sistemlerini, etkin olarak tanımlamaktadır. Buna karşın, Steel çalışanlara göre etkin bir
performans değerleme sisteminin, kurumun performansını arttıran bir araç olarak
algılandığını ifade etmektedir.
Sonuç olarak; bir performans
değerlendirme sisteminin etkili olabilmesi için belli nitelikleri bünyesinde
barındırması gerekmektedir. Söz konusu nitelikler bu bölümde açıklanacaktır.
Adil Olmalı
Performans
değerlendirme uygulamasından duyulan memnuniyet ve bunun sonucunda oluşan
kabullenme derecesi, sistemden algılanan adalet ile yakından ilgilidir. Ortada bir ödülün söz konusu olduğu
herhangi bir örgüt yapılanmasında adalet olgusu, iki temel bileşen ile yakından
ilgilidir. Bunlardan birincisi olan dağıtımsal
adalet, bireyin kendisinin ve diğer çalışanların harcadığı çaba miktarı ile
alınan ödüllerin karşılaştırması sonucu ortaya çıkan ödülle ilgili algısıdır. İkincisi
ise prosedürel adalettir ki, bu da
bireyin ödül dağılımını etkileyen kararların alındığı yöntemlerden algıladığı
adalettir.
Performans değerlendirme
ölçütlerinin belirlenmesi esnasında işle ilişkili davranışlara yönelmek, öznel
nitelikler üzerinde durmamak adaleti sağlayacak bir etkendir.
Değerlendirme ölçütü olarak seçilen
bazı özellikler sadece bir zümreyi kapsamamalıdır. Örneğin; bir örgütte mesai
saatinde sigara içmememek, iş haricinde başka şeyle ilgilenmemek ve mesai
çizelgesine uymak çalışan kesimi için olumlu birer performans ölçütü ise, bu
ölçütler yöneticiler içinde geçerli olmalıdır. Bu kapsamda; mesai saati içinde
gazete okuyan bir çalışan görevini savsaklayan bir duruma düşerken, aynı eylemi
yapan bir yönetici de aynı şekilde değerlendirilmelidir. Buna benzer şekilde çalışanın,
rengi, ırkı, dinî görüşü ve kilosu gibi öznel nitelikler performans ölçütü
olarak değerlendirme sonuçlarına yansıtılmamalıdır. Aksi takdirde sistem adil
olmayacak ve çalışanda iş tatminsizliğine ve istenilmeyen davranışların ortaya
çıkmasına neden olacaktır. Adil bir sistem öncelikle bireyler arasındaki
performans farklılıklarını ortaya çıkaracak biçimde tasarlanmalıdır.
Etkili bir performans değerlendirme
yöntemi çalışanların kendilerini geliştirmeleri için gerekli bilgileri
içermelidir. Bu sebeple, çalışanlara performans sonuçları ile ilgili yapıcı
yönde geribildirim sağlanması gerekmektedir. 360o performans değerlendirme
yönteminde geribildirim çoklu veri kaynaklarından gelen bilgilerin çalışana
iletilmesi şeklinde sağlanmaktadır.
Çalışana olumlu ve olumsuz yönleri
iletildiğinde, çalışan kendini savunacak veya olumsuz görülen niteliklerini
düzeltmek için çaba harcayacaktır. Ayrıca örgüt yönetimi çalışanın eksik
yönlerini öğrendiklerinden, personelin gelişimini sağlayacak eğitim
programlarını hazırlayacaklardır. Bu eğitim programları hizmet içi eğitim
olarak, çalışanın hâlen yapmakta olduğu iş ile ilgili eksikliklerinin
giderilmesi şeklinde planlanacağı gibi, performans değerlendirme sonunda tespit
edilen, çalışanın başka iş dalları ile ilgili yeteneklerinin gelişimini içeren çapraz eğitim planlamaları da
olabilmektedir.
Performans değerlendirme uygulaması
tasarlanış şekli olarak sadece mesleki değil iş verimini arttırma amaçlı
kişisel davranışları da geliştirmeye yönelik olmalıdır. Örneğin; bir çalışan
diğer çalışanlar ile kurduğu iletişim ve
koordinasyon yeterli seviyede değilse performans değerlendirme uygulaması
sonunda bu durum tespit edilerek yetersiz özelliklerini geliştirmeye yönelik
olarak tedbirler alınabilir. Sonuç olarak; çalışan kendini daha iyi hissedecek
ve bu durum çalışanın verimine dolayısıyla örgütsel etkililiğe yansıyacaktır.
Performans değerlendirme sonunda
elde edilen maddî ve manevî
kazanımlar çalışanlar için motive edici olmalıdır. Her insanın işinden çeşitli
beklentileri vardır. Toplumların kalkınmışlık düzeylerine bağlı olarak,
insanların işlerinden ve sosyal yaşamlarından olan beklentileri
farklılaşmaktadır. Günümüzde özellikle gelişmekte olan toplumlarda, birçok
çalışan açısından, ücret ya da işin ekonomik yönü, işe karşı olan beklentiler
içerisinde en önemlisidir. İnsanların büyük çoğunluğu ihtiyaçlarını tatmin
etmek ve yasam standartlarını yükseltmek için işlerinden yüksek bir kazanç
beklentisi içerisindedirler. Malî yönden doyuma ulaşmış
örgüt çalışanları ekonomik beklentilerden daha çok güvenlik, sosyal, kendini
gösterme ve kendini tamamlama ihtiyaçlarına yönelik beklentileri ön plana
çıkmaktadır.
Çalışanlar
farklı kişilik yapılarına bağlı olarak, örgütsel olayları farklı şekillerde
algılamakta, değerlendirmekte ve buna bağlı olarak farklı beklentiler
içerisinde olmaktadırlar. Çalışanlar kendi kişilik yapılarına uygun ve
beklentilerini karşılayan işlere daha çabuk uyum sağlamaktadırlar.
Bu
kapsamda, örgüt bünyesinde kullanılacak performans değerlendirme yönteminin çalışan
ve yöneticilerin beklentilerini karşılayacak, onların motivasyon düzeylerini
arttıracak yönde tasarlanmış olması gerekmektedir.
Kaliteli
sonuç, çalışanın gerçek performansı ile performans değerlendirme uygulaması
sonucunda ortaya çıkan durumun birbirine yakın olması demektir. Kullanılan
performans değerlendirme yöntemi ne kadar gerçeği yansıtıyorsa, o kadar ideal
ve geçerli olarak kabul edilmektedir.
Performans
değerlendirme sonuçlarının kalitesi, performans ölçütlerinin özenle tespit
edilmesine ve değerlendiricilerin eğitimine bağlıdır.
Sonuçları
Kullanılabilmeli
Performans
değerlendirme emek ve maliyet gerektiren bir uygulamadır. Bu yüzden sonuçları mutlaka örgüt ve
çalışanların menfaatleri doğrultusundan kullanılmalıdır. Performans
değerlendirme sonuçlarının kullanılmaması iki şekilde olmaktadır. Bunlardan birincisi
örgütün sonuçları bilerek kullanmaması, diğeri ise sonuçların kullanılabilecek
kadar değerli olmamasıdır. Performans değerlendirme sonuçlarının bilerek
kullanılmaması geleneksel örgüt yapılanmalarında sıklıkla görülen bir durumdur.
Bu tür örgüt yapılanmalarında elde edilen sonuçlar kullanılabilirde olsa,
yönetsel kararlarda yöneticinin ön yargılı düşüncesi değerlendirme sonucundan
daha belirleyici olabilmektedir. Buna karşın, iş performansını ölçebilecek
şekilde tasarlanmamış, sadece kişisel performansı ölçebilen, değerlendirme
ölçütleri belirlenirken somut veriler elde etmeyi engelleyici şekilde
hazırlanmış bir performans değerlendirme yöntemi ile elde edilen sonuçlar,
yönetsel kararlar alınırken kullanılamayacak, kullanılsa bile kararın doğruluğu
şüpheli olacaktır.
Performans
değerlendirme sonuçları kitabın birinci bölümünde de belirtildiği şekilde;
Stratejik planlama yapma, örgütsel etkililiği arttırma, insan kaynağının
planlaması, rotasyon, iş genişletme, sözleşme yenileme, işten çıkarma,
iletişimin arttırılması, eğitim ihtiyacının belirlenmesi, gelişimin sağlanması,
kariyer yönetiminin planlanması, motivasyonun sağlanması ve ücret yönetiminin
yapılması gibi bir takım yönetsel kararların alınması maksadıyla kullanılmaktadır.
Performans değerlendirme yöntemi ile elde edeceğimiz bilgiler bu işlevlerin
gerçekleşmesinde mutlaka kullanılmalıdır. Aksi takdirde çalışanların
motivasyonu azalacak, fayda sağlamak için yapılan bir yönetim uygulaması moral
bozan, işgücü kaybına neden olan ve örgütü maddi açıdan kayıplara uğratan bir
uygulama haline gelecektir.
Güvenilir
Olmalı
Bir çalışanın farklı zamanlarda aynı
kişi/kişiler tarafından değerlendirilmesi veya aynı kişinin belli koşullar
altında farklı değerlendiriciler tarafından değerlendirilmesi durumunda elde
edilen sonuçlar arasında bir tutarlılık olması, değerlendirmede güvenilirlik olarak ifade edilmektedir.
Çalışanın özellikleri veya niteliği
değişmediği hâlde farklı değerlendiricilere
veya zamana bağlı olarak değerlendirme sonucu değişiklik gösteriyorsa, kullanılan
performans değerlendirme yöntemi güvenilir değildir şeklinde bir yargıya varmak
mümkündür.
Örgütün
Bütününü Yansıtmalı
Performans değerlendirme yöntemi
örgütün tümünü yansıtacak, bütün iş tanımlamalarını ve statüleri kapsayacak
şekilde oluşturulmalıdır. Çünkü çalışanın başarı faktörleri örgütsel ortamla ve
diğer faaliyetlerle bir bütünlük oluşturur. Performans değerlendirme belli bir zümre
veya iş koluna hitap eden bir uygulama olmamalıdır.
Sürekliliği
Olmalı
Performans
değerlendirme sadece bir performans dönemini ifade eden bir kavram olmakla
beraber, aslında kayıt, istatistik, arşiv tutmayı da içeren ve personeldeki
olumlu ve olumsuz davranış değişikliklerinin devamlı gözlendiği ve olumsuz
değişikliklere bir çözüm arandığı bir uygulamadır.
Performans
sonuçlarının kayıt altına alınması, çalışanların gelecekteki muhtemel
performans grafiğini belirlememize yardımcı olacağı gibi, olumsuzlukları
önceden sezip önlem almamıza da katkı sağlayacaktır.
Mutlak
Kabul Görmeli
Performans
değerlendirme yöntemlerinin taşıması gerekli özellikler bahsinde belirtilen
hususlar, aynı zamanda çalışanların yöntemi kabullenmesini sağlayacak
etkenlerdir. Çalışanlar performans
değerlendirmeyi genelde, üst yönetim tarafından oluşturulan ve kendilerine
dayatılmaya çalışılan bir uygulama olarak görmektedirler.
Bu
maksatla performans ölçütlerinin hazırlanmasında ve performans değerlendirme
yönteminin tasarlanmasındaki süreçte çalışanların aktif katılımının sağlanması
onların sistemi kabullenmelerini hızlandıracaktır.
Yöneticiler
uygulanacak performans değerlendirme yönteminin, çalışanların zararına bir
uygulama olmadığı, kişisel ve örgütsel gelişimin sağlanmasına yönelik bir
faaliyet olduğu yönünde ve çalışanlara iyi performans gösterdikleri takdirde
kazanımlarının ne olacağına dair ikna edici bir yaklaşım sergilemelidirler.
Performans değerlendirme sisteminin mükemmel olarak
tasarlandığı ve çalışanlara açıklayıcı bir şekilde anlatıldığı durumda bile
çalışanlar arasında sisteme soğuk bakma, direnç gösterme ve kabullenmeme
durumuyla karşılaşmak mümkündür. Bu direnç üç şekilde meydana gelmektedir.
Ortalamanın altında kalan çalışanlar performans değerlendirme sistemini
istemeyeceklerdir. Performans değerlendirme yöntemi doğru olarak tasarlansa
bile sonuçlarının kullanılmaması çalışan ve yöneticilerin sisteme karşı
mesafeli durmalarına neden olacak. En önemlisi ise yöneticiler terfi, atama ve
ücret ayarlama gibi yetkilerinin performans değerlendirme yüzünden ellerinden
gittiği için sisteme karşı direnç göstereceklerdir.
Performans değerlendirme sisteminin
kabullenmesi bir bakıma sistemin içinde bulunan bireylerin değerlendirme
yönteminden memnuniyetlerinin de bir ifadesi olmaktadır. Performans
değerlendirme yöntemine duyulan memnuniyet ise, değerleme sisteminin en önemli
bileşenidir. Yapılan değerlendirme sonucunda yapılan geribildirimin etkinliği, bu
bileşenin gerçekleşmesine bağlı görülmektedir. Söz
konusu memnuniyet olgusu birden çok nedene bağlı olarak meydana gelmektedir.
Cook ve Crossman memnuniyetin değerleme
sisteminden, sürecin uygulanmasından
ve sürecin çıktılarından
etkilendiğini ifade etmektedir. Jordan ve Jordan ise değerlenenlerin
performans değerlendirmeden algıladıkları memnuniyet derecesinin; değerleyici davranışı, kullanılan değerleme yöntemi, değerlendirilen boyutlar ve alınan değerleme skorundan anlamlı bir
şekilde etkilendiğini belirtmektedir. Dolayısıyla değerleme sürecinde yapılacak
bir değişiklik, çalışanların sistemden duydukları memnuniyet seviyesini
değiştirecektir. Bu durum sadece yapılan değişiklikten değil aynı zamanda
değerleme sonuçlarının değişmesinden de kaynaklanabilir. Çalışan, performans
değerleme sisteminden memnuniyetsizlik duyduğunda, örgütün başarısını arttırmaya
yönelik etkinliğini de azalmaktadır.
İşin
Yapılışı İle İlgili Olmalı
Performans
değerlendirme ölçütleri işin yapılışıyla ilgili olmalı ve örgüt üst yönetimine
her açıdan detaylı bir persperktif sunmalıdır. Öznel nitelikler performans sonuçlarını
değiştirmemelidir. Ayrıca değerlendirme ölçütleri başarılı ve başarısız
personeli birbirinden ayırt edebilmelidir.
Yöneticilerin
ve insan kaynakları departmanında çalışan uzmanlar bilmelidirler ki
değerlendirilen kendinden ziyade insanın performansıdır.
Etik
Anlayış Hâkim Olmalı
Felsefenin bir disiplini olan etik,
insan davranışlarını var olan ahlâksal değerler açısından araştıran bir
bilim dalıdır. Etik kısaca, bireylerin doğru olarak nasıl davranacağını
açıklayan ve tanımlayan ilkeler, değerler ve standartlar sistemi şeklinde ifade
edilebilir. Etik yaklaşımlarda yükümlülük, sorumluluk ve hak kavramları
birbirinden ayrılmaz bir nitelik taşır. Yöneticinin etik yükümlülükleri,
çalışanların haklarını oluşturur. Çalışanların haklarının sağlanması yönetimin etik
yükümlülüklerini yerine getirmesi ile mümkündür.
Performans değerlendirme
uygulamalarında bazen yöneticilerin etik kurallara aykırı davranış biçimlerinde
bulundukları görülmektedir. Bu davranış biçimleri; performans değerlendirmenin
çalışanlar üzerinde korku ve baskı aracı gibi kullanılması şeklinde olabileceği
gibi çalışanların kendilerinden kaynaklanmayan dış etkilerden sorumlu tutulması
şeklinde de meydana gelebilmektedir. Ayrıca yine bazı yöneticiler hırslarına hâkim
olamayıp performans artırımı adı altında çalışanları amansız bir rekabet
ortamına sokup yarıştırmaktadırlar.
Özellikle büyük örgütlerde
performans değerlendirme sonuçlarının kendi yönetimlerini yüceltmek maksadıyla,
yöneticiler tarafından mevcut durumdan daha olumlu gösterilmesi çabası etik
anlayışa aykırı bir davranış biçimi olarak dikkat çekmektedir. Bu tür
davranışların çalışanlar ile yöneticiler arasındaki iletişimde entropi
yaşanmasına neden olabileceği gibi, örgüt için telafisi mümkün olmayan
sonuçlarda doğurabilmektedir.
Basitlik Prensibi İle
Tasarlanmalı
Performans değerlendirme
sistemlerinin başarısında, değerlendirme yönteminin basit, kısa ve özlü olması
önemli bir niteliktir. Jones’da benzer önerilerde
bulunarak, sürecin gerçekçi, ekonomik ve politik olarak sürdürülebilir olması
gerektiğini belirtmiştir. Performans
değerlendirme sistemi çalışanlar tarafından kolaylıkla anlaşılmalı ve örgüt
yönetimi tarafından kolaylıkla uygulanmalıdır. Sistemin hesaplama ve istatistik
tutma safhası kolaylıkla yapılabilmelidir. Basit ve pratik şekilde tasarlanmamış
bir performans değerlendirme sistemi hem yöneticiler hem de çalışanlar bakımından
içinden çıkılmaz hâl alan bir uygulamaya
dönüşebilir. Bu durumda performans değerlendirmeden verim almak da mümkün
olmayacaktır.
Yapılan
bazı araştırmalarda birçok yöneticinin değerlendirme yaparken, çalışan başına bir
saatten az bir süre ayırdıklarını, hatta yöneticilerin yarısının ise 30
dakikadan az bir süre ayırdıklarını tespit edilmiştir. Zaman yetersizliği, doğrudan gözlem yapamama, belirli
bir aralığa sıkışma, diğer performans değerlendirme hataları için uygun bir
ortam hazırlamaktadır. Bu
kapsamda; Performans değerlendirme sisteminin basit olarak tasarlanması, bu
uygulamaya ayrılacak zamanı kısaltmak maksadıyla değil, kolay ve anlaşılır
olmasını sağlamak maksadıyla yapılmalıdır.
Zaman Faktörleri Açısından
Verimli Olmalı
Performans değerlendirme önemli bir örgütsel
faaliyet olmakla beraber, örgüt tarafından yapılan tek faaliyette değildir. Bu
maksatla sistemin planlanması, geribildirimlerin alınması, değerlendirmenin
yapılması ve sonuçlarının kullanılmasına kadar geçen süre diğer yönetsel
faaliyetleri engeller şekilde olmamalıdır. Bu süreç makul bir zamanda
tamamlanmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder