3 Haziran 2012 Pazar

DENETİM


            Belli bir amaç etrafında toplanan idarî etkinliğin bütünleyici parçaları, planlama, örgütlenme, motivasyon, eşgüdüm ve denetimdir. Denetim, örgütün planlanan amaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği faaliyetlerinin sürekli kontrolünü esas alır.
            Yönetim biliminin kurucularından biri olan olan Fayol denetimi,  yapılan faaliyetlerin verilen emirlere ve konulmuş kurallara uygun yapılıp yapılmadığının gözetimi  şeklinde tanımlarken,  Örnek denetim kavramını, örgütün beklenen başarı hedefine ne ölçüde ulaşıldığını belirlemek için, öngörülen tespitlerle, gerçekleştirilen işlerin karşılaştırılması olarak ifade etmiştir. Aydın ise denetimi, örgütsel eylemlerin kabul edilen amaçlar doğrultusunda saptanan ilke ve kurallara uygun olup olmadığının anlaşılması sürecidir şeklinde açıklamıştır.     
            Coşkun ise farklı bir yaklaşımla denetim, ekonomik faaliyet ve olaylarla ilgili olarak gerçekleşmiş sonuçları önceden belirlenmiş amaç, ölçüt ve standartlara göre, tarafsız olarak analiz etmek ve ölçmek suretiyle kanıtlara dayanarak değerlendirmek, gelecekteki hataların önlenmesine yardımcı olmak, kişi ve kuruluşların gelişmesine, malî yönetim ve kontrol sistemlerinin geçerli, güvenilir ve tutarlı hâle gelmesine rehberlik etmek ve elde edilen sonuç ve bulguları ilgililere duyurmak için uygulanan sistematik bir süreç olarak ifade eden geniş bir tanım yapmıştır. Denetimin temel amacı, mevcut olanı ortaya koyup olması gerekenle karşılaştırmaktır. Bu niteliği ile denetimi standartlara uygunluk arayışı olarak da ifade etmek mümkündür.
            Denetim bir sistemin iyi yönetilmesi için kontrol mekanizması oluşturma ve durumu belirleme, değerlendirme, düzeltme öğelerinden oluşan etkinlikler bütünüdür. Denetim esnasında denetlenecek bölümün fotoğrafı çekiliyormuşçasına mevcut durum her yönüyle belirlenerek, belirlenen durumun olması gereken ve olabilecek ölçütlerle karşılaştırılması suretiyle değerlendirme, bulunan eksiklikleri tamamlama, yanlışları doğru ile değiştirme, gereksiz fazlılıklardan kurtulma ve geliştirme faaliyeti icra edilir.
            Aytuna denetimin bir meslek olmaktan çok, kalkınmanın, çağdaşlaşmanın, toplumsal refaha ulaşmanın vazgeçilmez halkası, ülkeyi geliştiren itici gücü, bir yerde kalkındıran unsurların birbirleriyle pekişmesi ve kaynaşması için gerekli bir harç olduğunu dikkat çekmiştir.
            Klasik yaklaşımlarda denetimin birinci işlevi, hata ve yolsuzlukların önlenmesi olarak kabul edilmektedir. Buna karşın modern yaklaşımlarda denetim; yapılan çalışmaları denetlemek ve değerlendirmek, daha verimli hâle getirilmelerini sağlamak için ilgililere önerilerde bulunmak, örgütteki personele çalışmalarında ve yetişmelerinde rehberlik yolu ile yardım sağlamak gibi geniş bir hizmet alanıdır. Denetim ayrıca meydana gelen disiplin ve yasa dışı olayların soruşturma ve incelemelerini yaparak sonucun üst ve ilgili kademelere bildirilmesini de kapsamaktadır.
            Kamu ya da özel sektörde, örgütçe belirlenen amaçların ve üstlenilen görevlerin eksiksiz, verimli ve zamanında gerçekleşip gerçekleşmediğinin gözlenmesi, yönetim olgusunun ayrılmaz bir parçasıdır. Denetimin bulunmadığı örgütlerde yönetim işlevinden söz edilemez.
            Kamu hukukunda denetim, ‘’Bilumum devlet dairelerindeki görevlilerin kanun ve nizamname hükümlerine göre, vazifelerini hakkıyla ifa edip etmediklerini, aykırı hareket ederek memuriyet vazifelerini yerine getirmede ihmal ve dikkatsizlik gösterip göstermediklerini, suiistimal yapıp yapmadıklarını tespit ederek, haklarında gereken yasal işlemlerin yürütülmesi için devlet dairelerinin teşkilat kanunlarına göre tayin edilmiş denetçiler, murakıplar veya bu işle görevlendirilmiş memurlar vasıtası ile yapılan murakabedir’’ şeklinde tanımlanmaktadır.
            Denetim ile ilgili yapılan tanımlamalar ışığında bir genelleme yapılacak olursa; denetim, bir faaliyetin sonuçlarının mümkün olduğu kadar planlara uygun olmasını sağlamak amacıyla standartlar konması, elde edilen sonuçların bu standartlarla karsılaştırılması ve uygulamaların plandan ayrıldığı noktalarda düzeltme önlemlerinin alınması olarak tanımlanabilir. Bu tanıma göre denetim, stratejik noktalarda denetim standartlarını kurmak, performansı kontrol ve rapor etmek ile düzeltici önlemleri almak olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır.
            Denetim bir amaç değil, örgütü daha verimli bir biçimde yürütme ve amaçlara yöneltmeyi hedefleyen bir araçtır. Denetimin örgütsel yaşama iki önemli etkisi vardır; Birincisi, denetimin varlığı kamu görevlilerinin davranışlarını sürekli olarak düzeltici etki yaratır. Denetimin yapılacağı bilgisi hataların düzeltilmesine yol açar. İkincisi ise, denetim sonucundaki rapor ve bu raporun sonuçlarında görülür.
            Performans değerlendirme daha önceden belirlenen bir dönemi kapsamaktadır. Bununla birlikte denetim yılda birden fazla yapılabileceği gibi birkaç yılda birde yapılabilir. Ayrıca denetim detaylı olabileceği gibi örnekleme usulü de yapılabilir. Denetim örgütün tamamının veya bir bölümünün denetim biriminin bağlı olduğu yetkili amirlik tarafından önceden belirlenen bir zamanda veya zamansız olarak denetlenmesini içerir.  Örneğin Türk eğitim sisteminde denetim kurum teftişi, yönetici teftişi ve öğretmen teftişi olmak üzere 3 aşamadan oluşmakta ve sadece ilköğretim kurumları ve ortaöğretim kurumlarında yapılmaktadır. Denetim “teftiş” olarak da isimlendirilebilmektedir.         Her ne kadar Millî Eğitim Bakanlığınca ve bazı yazarlar tarafından denetim ve teftiş eşanlamlı kullanılıyorsa da iki kavram arasında fark vardır. Teftiş geleneksel olarak kontrolü ifade eder ve İngilizce “inspection” sözcüğüne karşılık gelir. Denetim ise kontrolü de içine alan değerlendirme ve geliştirmeyi ifade eder ve İngilizce “supervision” sözcüğüne karşılık gelir.
Denetim görevlendirilme şekline göre genel ve özel denetim olmak üzere ikiye ayrılır. Genel denetim, denetim programına göre örgütlerin her türlü etkinliklerinin ve çalışanlarının hazırlanan plana göre denetçi grubu tarafından denetlenmesidir. Özel denetim ise, durumu özellik gösteren kurum ve personelin makam onayına dayalı olarak denetlenmesidir.
            Her kurumun amacına ulaşabilmesi için sahip olduğu ve yararlanabileceği kaynakları en iyi bir şekilde kullanması gerekir. Örgütün amaçlarına ulaşma derecesi, bir bakıma kaynakları kullanabilme derecesine bağlıdır. Bu nedenle, kurum çalışmalarının sürekli olarak gözetim ve denetim altında tutulması, kaynakların kullanılma durumlarının belirlenmesi zorunludur. Bundan da önemlisi, ürün ve verimliliğin yakından izlenmesi ve sürekli olarak artışını sağlayacak önlemlerin alınması gerekliliğidir. Bu açıdan bakıldığında, denetim, kurumlar için hayati bir önem taşır.
Denetimin önemi Devlet Denetim Elemanları Derneğinin yayın organı olan Denetim Dergisi’nde şu şekilde vurgulanmıştır; “Denetim, yalnız yanılgıyı ve yanlışlığı ortadan kaldırmaz, yalnız aykırılık ve çelişkiyi gidermez, yalnız haksızlığı ve haklılığı belirlemez, kişiliği ve erdemi korur. Ulusal ve toplumsal yararı vurgular. Devlete ışık tutar, zararları önler. Hukuksallığı güçlendirir. Çalışma gücünü artırır. Kötülükleri, yozlaşmaları, sakıncaları durdurur. Daha başka yararlarıyla devlet işlemlerinin aydınlığı niteliğindedir. Yasal gücün ve yaptırımların etkinliği böyle sağlanır. Devlete güven böylece artar. Denetim olgusu, sorumluluk bilincinin, görev anlayışının, çalışma duygusunun itici gücüdür. Anayasal yargı denetiminden belediyelerin kent işlerine kadar her alanda yapıcı denetimler geleceğimizi daha başarılı, daha mutlu kılacaktır. Unutulmamalıdır ki denetim, bir baskı yöntemi değil, sürekli bir eğitimdir”.
Denetim, yaygın olarak müfettişler tarafından okullarda yapılan ve teftiş olarak adlandırılan değerlendirmeleri ifade etmek için kullanılsa da tüm kamu ve özel kuruluşlarda yaygın olarak icra edilen bir faaliyettir. Yıldırım denetim ile ilgili görüşünü, “Yönetimin en önemli alt sistemlerinden birisi olan denetimin tanımı, farklı biçimlerde yapılmaktadır. Ancak bu tanımlarda görüş birliğine varılan husus, denetimin kontrolden çok eğitim,  öğretim ve yönetim faaliyetlerinde öğretmene ve yöneticiye rehberlik ve yardım amacıyla yapılmasıdır. Bu görüş çerçevesinde, denetim görevinin sadece durum saptaması olmadığı ve denetimin niteliğinin sistemin geliştirilmesine, verimin nicelik ve nitelik açısından arttırılmasına katkı sağlayacak bir rehberlik ve mesleki yardım olduğudur. Bu görevleri yapan kişi veya kişilere denetçi (müfettiş) denilebileceği gibi, görevleri gereği kurum yöneticileri de denetim elemanı olarak mütalaa edilmelidir” şeklinde ifade etmektedir. 
Denetim kavramından söz ederken, 1977 yılında Peru’nun başkenti Lima’da onaylanan, Lima Deklarasyonu denetim Usulleri Rehberi’nden bahsetmek uygun olacaktır. 1998 yılında düzeltmeleri ile hazırlanarak yayımlanan rehberde denetimin amacı; “Kamu kaynaklarının yönetimi bir güveni temsil ettiğinden, denetim kavramı ve denetimin kuruluşu kamu malî yönetiminden ayrı düşünülemez. Denetimin kendisi bir amaç değildir ancak; hesap vermekle yükümlü olanların sorumluluğu kabul etmelerini sağlamak, tazmin ettirebilmek veya benzer ihlalleri engellemek veya en azından güçleştirmek için girişimde bulunmak amacıyla; kabul edilen standartlardan sapmaları ve malî yönetimde kanunilik, verimlilik, etkililik ve tutumluluk ilkelerindeki ihlalleri her bir durum için, düzenleyici eylemleri hayata geçirmeyi mümkün kılacak kadar erken bir zamanda ortaya çıkarmayı amaçlayan düzenleyici bir sistemin vazgeçilmez bir parçasıdır.” şeklinde ifade edilmektedir.
Denetimin Hizmet Ettiği Amaçlar
Æ               Yöneticilerin, örgüt çıkarlarını ve hedeflerini hiçe sayarak, örgütü kendi şahsî menfaatlerine göre yönetmesini engellemek,
Æ               Örgütün yönetici ve çalışanlarının, örgüt kurallarını hiçe sayarak veya kendince yorumlayarak tek otorite hâline gelmelerine engel olmak, bu şekilde yöneticilerin keyfi yönetimine engel olmak,
Æ               Yasa dışı davranışları incelemek, gerektiğinde ilgililer hakkında soruşturma açmak,
Æ               Örgütün büyüklüğü ve ilgi alanı dışındaki faaliyetlere girip gereksiz büyüme eğilimine engel olmak,
Æ               Yöneticilerin yaptığı hatalı uygulamaları tespit etmek ve nedenini bulmak. Bu şekilde yöneticilerin daha verimli faaliyet göstermesini sağlamak,
Æ               Örgütün hedefleri doğrultusunda faaliyet göstermesi için ilgililere doğru yolu göstermek, bir anlamda eğitmek,
Æ               Örgütün başarısının bilimsel yöntemlerle ölçülmesi ve değerlendirilmesinde rehberlik yapmak,
Æ               Yöneticilerin ortaya konulan problem sahalarını karşılıklı olarak görüşerek, onlarla  birlikte çözüm yolları araştırmak,
Æ               Yönetici ve çalışan başarılarını çeşitli yönleri ile değerlendirmek,
Æ               Yönetici ve çalışan davranışlarını incelemek, yapıcı eleştirilerde bulunmak, 


            Başta kamu da olmak üzere tüm örgütlerde birikmiş ve ağırlaşmış sorunların çözülmesi, yolsuzlukların ve suiistimallerin önlenmesi, kaynaklarının etkin, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacak bir denetim sisteminin hayata geçirilmesini zorunlu bir ihtiyaç olarak mütalaa edilmektedir. Ülkemizde de denetime yönelik olarak değişik kesimlerden gelen yeniden yapılanma talebi arttıkça, denetimin türü ve tekniklerinin değişmesi, daha çağdaş tekniklerinin uygulanması gündeme gelecektir. Türkiye’deki denetim sisteminin geleneksel rolünden çıkması ve örgüt yönetiminde performansın ölçülmesine esas olmak üzere hedeflerin ve bu hedeflere ulaşmayı sağlayan faaliyetlerin, doğru olarak belirlenmesi ile verimlilik ve etkinlik düzeyi büyük ölçüde artacak, kaynakların kötü kullanılması azalacak ve yönetim sistemlerinin bu yolla iyileştirilmesi mümkün olabilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder