Belli bir amaç etrafında toplanan idarî etkinliğin
bütünleyici parçaları, planlama, örgütlenme, motivasyon, eşgüdüm ve denetimdir.
Denetim, örgütün planlanan amaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği
faaliyetlerinin sürekli kontrolünü esas alır.
Yönetim biliminin kurucularından biri olan olan Fayol denetimi, yapılan faaliyetlerin verilen emirlere ve
konulmuş kurallara uygun yapılıp yapılmadığının gözetimi şeklinde tanımlarken, Örnek denetim kavramını, örgütün beklenen başarı hedefine ne ölçüde ulaşıldığını
belirlemek için, öngörülen tespitlerle, gerçekleştirilen işlerin
karşılaştırılması olarak ifade etmiştir. Aydın ise denetimi, örgütsel
eylemlerin kabul edilen amaçlar doğrultusunda saptanan ilke ve kurallara uygun
olup olmadığının anlaşılması sürecidir şeklinde açıklamıştır.
Coşkun ise farklı bir yaklaşımla
denetim, ekonomik faaliyet ve olaylarla ilgili olarak gerçekleşmiş sonuçları
önceden belirlenmiş amaç, ölçüt ve standartlara göre, tarafsız olarak analiz
etmek ve ölçmek suretiyle kanıtlara dayanarak değerlendirmek, gelecekteki
hataların önlenmesine yardımcı olmak, kişi ve kuruluşların gelişmesine, malî
yönetim ve kontrol sistemlerinin geçerli, güvenilir ve tutarlı hâle
gelmesine rehberlik etmek ve elde edilen sonuç ve bulguları ilgililere duyurmak
için uygulanan sistematik bir süreç olarak ifade eden geniş bir tanım
yapmıştır. Denetimin temel amacı, mevcut olanı ortaya koyup olması gerekenle
karşılaştırmaktır. Bu niteliği ile denetimi standartlara uygunluk arayışı
olarak da ifade etmek mümkündür.
Denetim
bir sistemin iyi yönetilmesi için kontrol mekanizması oluşturma ve durumu
belirleme, değerlendirme, düzeltme öğelerinden oluşan etkinlikler bütünüdür.
Denetim esnasında denetlenecek bölümün fotoğrafı çekiliyormuşçasına mevcut
durum her yönüyle belirlenerek, belirlenen durumun olması gereken ve olabilecek
ölçütlerle karşılaştırılması suretiyle değerlendirme, bulunan eksiklikleri
tamamlama, yanlışları doğru ile değiştirme, gereksiz fazlılıklardan kurtulma ve
geliştirme faaliyeti icra edilir.
Aytuna denetimin bir
meslek olmaktan çok, kalkınmanın, çağdaşlaşmanın, toplumsal refaha ulaşmanın
vazgeçilmez halkası, ülkeyi geliştiren itici gücü, bir yerde kalkındıran
unsurların birbirleriyle pekişmesi ve kaynaşması için gerekli bir harç olduğunu
dikkat çekmiştir.
Klasik
yaklaşımlarda denetimin birinci işlevi, hata ve yolsuzlukların önlenmesi olarak
kabul edilmektedir. Buna karşın modern yaklaşımlarda denetim; yapılan
çalışmaları denetlemek ve değerlendirmek, daha verimli hâle getirilmelerini
sağlamak için ilgililere önerilerde bulunmak, örgütteki personele
çalışmalarında ve yetişmelerinde rehberlik yolu ile yardım sağlamak gibi geniş
bir hizmet alanıdır. Denetim ayrıca meydana gelen disiplin ve yasa dışı
olayların soruşturma ve incelemelerini yaparak sonucun üst ve ilgili kademelere
bildirilmesini de kapsamaktadır.
Kamu ya da özel sektörde, örgütçe belirlenen amaçların ve
üstlenilen görevlerin eksiksiz, verimli ve zamanında gerçekleşip
gerçekleşmediğinin gözlenmesi, yönetim olgusunun ayrılmaz bir parçasıdır.
Denetimin bulunmadığı örgütlerde yönetim işlevinden söz edilemez.
Kamu
hukukunda denetim, ‘’Bilumum devlet dairelerindeki görevlilerin kanun ve
nizamname hükümlerine göre, vazifelerini hakkıyla ifa edip etmediklerini,
aykırı hareket ederek memuriyet vazifelerini yerine getirmede ihmal ve
dikkatsizlik gösterip göstermediklerini, suiistimal yapıp yapmadıklarını tespit
ederek, haklarında gereken yasal işlemlerin yürütülmesi için devlet
dairelerinin teşkilat kanunlarına göre tayin edilmiş denetçiler, murakıplar veya
bu işle görevlendirilmiş memurlar vasıtası ile yapılan murakabedir’’ şeklinde
tanımlanmaktadır.
Denetim
ile ilgili yapılan tanımlamalar ışığında bir genelleme yapılacak olursa;
denetim, bir faaliyetin sonuçlarının mümkün olduğu kadar planlara uygun
olmasını sağlamak amacıyla standartlar konması, elde edilen sonuçların bu
standartlarla karsılaştırılması ve uygulamaların plandan ayrıldığı noktalarda
düzeltme önlemlerinin alınması olarak tanımlanabilir. Bu tanıma göre denetim, stratejik noktalarda denetim standartlarını
kurmak, performansı kontrol ve rapor
etmek ile düzeltici önlemleri almak
olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır.
Denetim bir amaç değil, örgütü daha verimli bir biçimde
yürütme ve amaçlara yöneltmeyi hedefleyen bir araçtır. Denetimin örgütsel yaşama
iki önemli etkisi vardır; Birincisi, denetimin varlığı kamu görevlilerinin
davranışlarını sürekli olarak düzeltici etki yaratır. Denetimin yapılacağı
bilgisi hataların düzeltilmesine yol açar. İkincisi ise, denetim sonucundaki rapor
ve bu raporun sonuçlarında görülür.
Performans değerlendirme daha önceden belirlenen
bir dönemi kapsamaktadır. Bununla birlikte denetim yılda birden fazla
yapılabileceği gibi birkaç yılda birde yapılabilir. Ayrıca denetim detaylı olabileceği
gibi örnekleme usulü de yapılabilir. Denetim örgütün tamamının veya bir
bölümünün denetim biriminin bağlı olduğu yetkili amirlik tarafından önceden
belirlenen bir zamanda veya zamansız olarak denetlenmesini içerir. Örneğin Türk eğitim sisteminde denetim kurum
teftişi, yönetici teftişi ve öğretmen teftişi olmak üzere 3 aşamadan oluşmakta
ve sadece ilköğretim kurumları ve ortaöğretim kurumlarında yapılmaktadır.
Denetim “teftiş” olarak da isimlendirilebilmektedir. Her ne kadar Millî Eğitim Bakanlığınca ve bazı yazarlar
tarafından denetim ve teftiş eşanlamlı kullanılıyorsa da iki kavram arasında
fark vardır. Teftiş geleneksel olarak kontrolü ifade eder ve İngilizce
“inspection” sözcüğüne karşılık gelir. Denetim ise kontrolü de içine alan
değerlendirme ve geliştirmeyi ifade eder ve İngilizce “supervision” sözcüğüne
karşılık gelir.
Denetim görevlendirilme şekline göre genel ve
özel denetim olmak üzere ikiye ayrılır. Genel denetim, denetim programına göre
örgütlerin her türlü etkinliklerinin ve çalışanlarının hazırlanan plana göre
denetçi grubu tarafından denetlenmesidir. Özel denetim ise, durumu özellik
gösteren kurum ve personelin makam onayına dayalı olarak denetlenmesidir.
Her kurumun amacına ulaşabilmesi için sahip olduğu ve
yararlanabileceği kaynakları en iyi bir şekilde kullanması gerekir. Örgütün
amaçlarına ulaşma derecesi, bir bakıma kaynakları kullanabilme derecesine
bağlıdır. Bu nedenle, kurum çalışmalarının sürekli olarak gözetim ve denetim
altında tutulması, kaynakların kullanılma durumlarının belirlenmesi zorunludur.
Bundan da önemlisi, ürün ve verimliliğin yakından izlenmesi ve sürekli olarak
artışını sağlayacak önlemlerin alınması gerekliliğidir. Bu açıdan bakıldığında,
denetim, kurumlar için hayati bir önem taşır.
Denetimin önemi Devlet Denetim Elemanları Derneğinin yayın organı olan Denetim Dergisi’nde şu şekilde
vurgulanmıştır; “Denetim, yalnız yanılgıyı ve yanlışlığı
ortadan kaldırmaz, yalnız aykırılık ve çelişkiyi gidermez, yalnız haksızlığı ve
haklılığı belirlemez, kişiliği ve erdemi korur. Ulusal ve toplumsal yararı
vurgular. Devlete ışık tutar, zararları önler. Hukuksallığı güçlendirir.
Çalışma gücünü artırır. Kötülükleri, yozlaşmaları, sakıncaları durdurur. Daha
başka yararlarıyla devlet işlemlerinin aydınlığı niteliğindedir. Yasal gücün ve
yaptırımların etkinliği böyle sağlanır. Devlete güven böylece artar. Denetim
olgusu, sorumluluk bilincinin, görev anlayışının, çalışma duygusunun itici
gücüdür. Anayasal yargı denetiminden belediyelerin kent işlerine kadar her
alanda yapıcı denetimler geleceğimizi daha başarılı, daha mutlu kılacaktır.
Unutulmamalıdır ki denetim, bir baskı yöntemi değil, sürekli bir eğitimdir”.
Denetim, yaygın olarak müfettişler tarafından
okullarda yapılan ve teftiş olarak adlandırılan değerlendirmeleri ifade etmek
için kullanılsa da tüm kamu ve özel kuruluşlarda yaygın olarak icra edilen bir
faaliyettir. Yıldırım denetim ile ilgili görüşünü, “Yönetimin en önemli
alt sistemlerinden birisi olan denetimin tanımı, farklı biçimlerde
yapılmaktadır. Ancak bu tanımlarda görüş birliğine varılan husus, denetimin
kontrolden çok eğitim, öğretim ve
yönetim faaliyetlerinde öğretmene ve yöneticiye rehberlik ve yardım amacıyla
yapılmasıdır. Bu görüş çerçevesinde, denetim görevinin sadece durum saptaması
olmadığı ve denetimin niteliğinin sistemin geliştirilmesine, verimin nicelik ve
nitelik açısından arttırılmasına katkı sağlayacak bir rehberlik ve mesleki
yardım olduğudur. Bu görevleri yapan kişi veya kişilere denetçi (müfettiş)
denilebileceği gibi, görevleri gereği kurum yöneticileri de denetim elemanı
olarak mütalaa edilmelidir” şeklinde ifade etmektedir.
Denetim kavramından söz ederken, 1977 yılında Peru’nun
başkenti Lima’da onaylanan, Lima
Deklarasyonu denetim Usulleri Rehberi’nden bahsetmek uygun olacaktır. 1998
yılında düzeltmeleri ile hazırlanarak yayımlanan rehberde denetimin amacı;
“Kamu kaynaklarının yönetimi bir güveni temsil ettiğinden, denetim kavramı ve
denetimin kuruluşu kamu malî yönetiminden ayrı düşünülemez. Denetimin kendisi
bir amaç değildir ancak; hesap vermekle yükümlü olanların sorumluluğu kabul
etmelerini sağlamak, tazmin ettirebilmek veya benzer ihlalleri engellemek veya
en azından güçleştirmek için girişimde bulunmak amacıyla; kabul edilen standartlardan
sapmaları ve malî yönetimde kanunilik, verimlilik, etkililik ve tutumluluk
ilkelerindeki ihlalleri her bir durum için, düzenleyici eylemleri hayata
geçirmeyi mümkün kılacak kadar erken bir zamanda ortaya çıkarmayı amaçlayan
düzenleyici bir sistemin vazgeçilmez bir parçasıdır.” şeklinde ifade
edilmektedir.
Denetimin Hizmet Ettiği Amaçlar
|
Æ
Yöneticilerin, örgüt çıkarlarını
ve hedeflerini hiçe sayarak, örgütü kendi şahsî menfaatlerine göre
yönetmesini engellemek,
Æ
Örgütün yönetici ve çalışanlarının, örgüt
kurallarını hiçe sayarak veya kendince yorumlayarak tek otorite hâline
gelmelerine engel olmak, bu şekilde yöneticilerin keyfi yönetimine engel
olmak,
Æ
Yasa dışı davranışları incelemek,
gerektiğinde ilgililer hakkında soruşturma açmak,
Æ
Örgütün büyüklüğü ve ilgi alanı dışındaki
faaliyetlere girip gereksiz büyüme eğilimine engel olmak,
Æ
Yöneticilerin yaptığı hatalı uygulamaları
tespit etmek ve nedenini bulmak. Bu şekilde yöneticilerin daha verimli
faaliyet göstermesini sağlamak,
Æ
Örgütün hedefleri doğrultusunda faaliyet
göstermesi için ilgililere doğru yolu göstermek, bir anlamda eğitmek,
Æ
Örgütün başarısının bilimsel yöntemlerle
ölçülmesi ve değerlendirilmesinde rehberlik yapmak,
Æ
Yöneticilerin ortaya konulan problem
sahalarını karşılıklı olarak görüşerek, onlarla birlikte çözüm yolları araştırmak,
Æ
Yönetici ve çalışan başarılarını çeşitli
yönleri ile değerlendirmek,
Æ
Yönetici ve çalışan davranışlarını
incelemek, yapıcı eleştirilerde bulunmak,
|
Başta kamu da olmak üzere tüm örgütlerde birikmiş
ve ağırlaşmış sorunların çözülmesi, yolsuzlukların ve suiistimallerin
önlenmesi, kaynaklarının etkin, ekonomik ve verimli bir şekilde kullanılmasını
sağlayacak bir denetim sisteminin hayata geçirilmesini zorunlu bir ihtiyaç
olarak mütalaa edilmektedir. Ülkemizde de denetime yönelik olarak değişik
kesimlerden gelen yeniden yapılanma talebi arttıkça, denetimin türü ve
tekniklerinin değişmesi, daha çağdaş tekniklerinin uygulanması gündeme
gelecektir. Türkiye’deki denetim sisteminin geleneksel rolünden çıkması ve örgüt
yönetiminde performansın ölçülmesine esas olmak üzere hedeflerin ve bu
hedeflere ulaşmayı sağlayan faaliyetlerin, doğru olarak belirlenmesi ile
verimlilik ve etkinlik düzeyi büyük ölçüde artacak, kaynakların kötü
kullanılması azalacak ve yönetim sistemlerinin bu yolla iyileştirilmesi mümkün
olabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder