Ön
Yargılı Davranma
Çalışanın değerlemesini yaparken
cinsiyet, etnik köken, kıdem, yaş ve eğitim durumu gibi bireysel farklılıklar
veya nedensiz olarak çalışandan alınan kötü bir elektrik değerlendirme
sonuçlarını olumlu veya olumsuz yönde etkilemekte ve ön yargılı davranma
hatasının oluşmasına neden olmaktadır.
Dessler’in aktardığına göre, yapılan bir araştırmada 60 yaş üzeri
çalışanların performans kapasitesi ve
gelişim için potansiyeli ölçütlerinin
değerlendirme sonuçlarına sistematik olarak düşük olarak yansıtıldığı sonucu
ortaya çıkmıştır. Buna karşın, genç çalışanların tecrübesiz olduklarından
mutlaka yetersizdir düşüncesiyle düşük not, yaşlı personelin ise yaşından
dolayı tecrübeli olacağı gerekçesiyle yüksek not aldıkları çalışma hayatında
sıklıkla karşımıza çıkan bir durumdur. Hatta, çalışanın yaşı fazla olduğunda,
örgüt içinde yöneticiler ve diğer çalışanlar, iş kapasitesi yeterli olmasa dahi
bu çalışana saygı duymakta ve bu durumda olan personel her şartta olumlu
performans notu almaktadır.
Tüm çalışanların kendi aralarında
oluşturduğu, işe giriş tarihi temel alınarak belirlenen ve kıdem ismi verilen
informal sıralama neticesinde, personel karşılaştırmalarında çalışma yılı daha
fazla olanlar daha kıdemli olarak kabul edilmektedir. Yöneticiler genellikle
kıdemli personelin, daha tecrübeli olduğundan işini diğer çalışanlara göre daha
iyi yapacağı düşünmekte ve bu çalışana düşük kapasiteli bile olsa emsal statüde
çalışanlara göre daha fazla performans notu vermektedir.
Bireylerin eğitim seviyeleri
toplumda o kişiye atfedilen statünün belirlenmesinde belirleyici bir rol
oynamaktadır. Bu kapsamda eğitim seviyesi yüksek olan bir kişi eğitim seviyesi
daha düşük olan bir kişiyle karşılaştırıldığında toplum nazarında daha fazla saygı
duyulmasına neden olmaktadır. Bunun etkisi, performans değerlendirme sonucunda eğitim
seviyesi yüksek olan kişilere verimi düşük de olsa, daha fazla performans notu
verilebilmesi şeklinde görülmektedir.
İnsanlar belirli bir etnik kökene
sahip olmaları yüzünden, sırf bu özelliğin belirleyiciliği ile birbirlerine
karşı sempatik veya anti sempatik duygular beslediği toplumun her kesiminde
karşımıza çıkan bir durumdur. Çalışanlar ile yöneticilerin farklı etnik
kökenden gelmeleri; örgüt içinde zayıf bir iletişimin oluşmasına ve
değerlendiricinin sırf bu yüzden çalışanlara düşük performans vermesine neden olabilecektir.
Toplumlarda kadınlar ve erkeklerle
ilgili bazı yargı kalıpları mevcuttur. Williams ve Best’in
aktardığına göre, cinsiyet yargı kalıpları üzerine 25 ülkede yürütülen bir
araştırmada kadınların duygusal, itaatkar ve batıl inançları olan kişiler
olarak, erkeklerin ise güçlü, maceraperest ve bağımsız olarak algılandığı
tespit edilmiştir Ayrıca toplumlarda kadına ve erkeğe biçilmiş belli rollerde
vardır. Kadın yemek yapar bulaşık yıkar, erkek ise çalışır eve para getirir
veya bir kadın otomobil tamircisi olamaz gibi yargı kalıpları hepimiz
tarafından bilinmektedir. Bazen bir kadının çok sayıda erkeğin bulunduğu bir
şirkette üst düzey yönetici olması durumu bile toplum içinde yadırganabilecek
bir durum hâline gelebilir. Cinsiyetle ilişkin yargı kalıpları ve biçilen
roller Müslüman ülkelerde daha belirgin şekilde kendisini hissettirmektedir. Genel
olarak algılanan kadın zayıftır, erkek ise güçlüdür ve kadınlar üst düzey
görevleri yapamazlar. Bu yargılar genel olarak kabul edemeyeceğimiz bir düşünce
olmakla birlikte, toplum nazarında oldukça fazla kabul görmektedir. Cam tavan
teorisinde bahsedilen kadınların üst düzey mevkilere gelmesini önleyen o
görünmez duvar, yukarıda bahsedilen ön yargılardan ve iki cinse de toplum
nazarında biçilen rollerden kaynaklanmaktadır.
Bu kapsamda; performans
değerlendirme sonuçlarının cinsiyet olgusundan olumlu veya olumsuz yönde
etkilendiği söylemek mümkün olacaktır.
Bu etki karşı cinse olumsuz ve ön yargılı olarak düşük not verme
şeklinde olabileceği gibi, değerlendiricilerin karşı cinse işle ilgili
olmaksızın, tamamen ahlâki gerekçelerle yüksek not verme eğilimi şeklinde
meydana gelebilmektedir. Ayrıca kendi cinsinden bağımsız olarak, bir cinse
karşı olumlu düşünüp yüksek performans notu verilmesi, karşı cinse de ön
yargılı davranılıp düşük performans notu verilmesi gibi durumlarla da
karşılaşılmaktadır.
Etkili
bir değerlendirme yapılabilmesi, performans değerlendirme
sürecinde ön yargılara yer verilmemesi ile mümkün olabilmektedir. Kişisel
duygular düşünce kalıpları ve diğer her türlü ön yargı, performans
değerlendirme sırasında bir kenara bırakılmalıdır. Ön
yargılardan arınma, üst düzey eğitim,
kültür ve örgütsel adanmışlık gerektiren bir özelliktir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder